2012 DİLEKLERİM =)




Şimdi  2011'in son günlerini yaşıyoruz ya eeeee malum, Santa'dan mı dersiniz Noel Baba'dan mı, Tanrı'dan mı farketmez! Zaman dilek dileme zamanı=) o zaman hemen başlayalım...


İşte benim 2012'den dileklerim( Nasıl sonunu getiricem bilmiyorum ) : 


 - Milli Piyango'da büyük ikramiye bana çıksın, o kadar çok param olsun, o kadar çok param olsun ki böyle deli gibi şımartıyım kendimi, " Har vur, har vur saç, paraları paraları saç, deli gibi deli gibi saç" müziği eşliğinde saçayım paraları. İkramiyenin çıktığını anladığım an pılımı pırtımı toplayıp gideyim hem de kimseye bişey söylemeden,böle şok falan olsun insanlar, gerçi sevdiceklerime söylemeden gidemem, hatta bazılarını da yanımda götürmeden yapamam=)
- İlk dileğim nasılsa bu sene de olmayacak o yüzden diğer dileklere geçebilirim...  Herşeyin başı sağlık tabi, hele benim gibi midesi problemli bir insan için bu pek bi önemli hale geliyoo, Tanrım lütfen midem iyi olsun, ya da hayatımdan beni strese sokacak şeyleri çıkarırsan ben senin yerine mideme iyi bakarım=) 
- 2012'de böle zayıf, taş gibi vücutlu bi hatun olsam=) Balık etlilik de bi yere kadar, hem artık diyet yapmaktan da böghh geldi, ne öle sürekli kalori hesabı, onu yeme bunu yeme, yemeyelim de ölelim mi!?!?! Erkek milleti oh ne rahat, yok selülitmiş yok çatlakmış, hiç bi dert yok heriflerde. Keyfe geeel!  
- Artık brokoli, brüksel lahanası, tere tohumu falan değil de kruvasan, cheesecake, nutella falan kalorisiz olsun=) İstediğimiz kadar yiyelim. 
- "Evoque" diyim gerisini sen anla zaten, benim olsun istiyorum! Sözzz ona çok iyi bakıcam, gözümden bile sakınıcam, valla bak! Arabam değil bebeğim olacak adeta!! - Bu sene bi değişikliğe gidilsin haftaiçi tatil yapalım haftasonu çalışalım. Nassı fikir ama?? Çok mu abes geldi? Milletvekili emekli maaşının 7700 TL'ye çıkarılması garip gelmiyo da bunu mu garipsediniz Allah aşkına=) Valla bence şahane fikir, işçi takımı olarak toplu isyan başlatalım, bakarsınız başarırız=) 
- Bayanlara bir de Regl izni verilsin her ay. Hem bizim hem de diğer çalışanların ruh ve beden sağlığı açısından çok işe yarayacaktır. İşverenlere sesleniyorum, bunu yapın, bakın göreceksiniz performanlarda nassı bir artış olacak=) 
- Bu sene geçen seneyi de aratacak kadar çok gezeyim, öncelikli planlar da Brezilya, Meksika, Arjantin yer alırken haftasonlarına yine İngiltere serpiştirilecek gibi duruyor=) Ayrıca "LAS VEGAS" sız bir sene hayal bile edilemezzz. Bir an önce uçak biletleri alınarak gerçek olmaya başlasınlar
- Artık snowboard yapmayı da öğrensem hiç fena olmayacak, wakeboarddan sonra çok da zor olmaz sanırım ama o kıç üstü düşüşlerle popomun alacağı renkleri düşündükçe tırsmıyo da değilim=) Hem moonboots.umu giyip azcık fiyakalı, fiyakalı gezeyim ortalarda, boşa mı aldık onu da =) 
- Bu sene 100 çift ayakkabım daha olsun, bu 100 çift yetmez oldu. Ama biri bana sponsor olsun bedava olsunn ayakkabılarım. Blahnikler, Choolar, Louboutinler aşşağı Jacobslar, Korslar, Burchler yukarı olsun. Olsun olsun hepsiiii benimmm olsun. 
- Uyku, yemek yeme gibi günlük yaşam saatlerimden büyük kısmını çalan şeyler için bir çözüm bulunsun. Ne biliyim kendimizi bi alete bağlayalım. Eş zamanlanıyor desin, uyku yüklesin, yemek yüklesin falan, zamandan kazanalım. Malum ben hiçbişeye yetişemiyorum. Günler 48 saat de olsa, aylar 60 güne de çıksa yetişmiyor arkadaş=) 
- Işınlanma keşfedilsin. Teknoloji çağı deniyor, herşey de muhteşem teknolojilerden bahsediliyor ama biz hala trafikte sıkışmaktan, yüzlerce kilometreyi kara yoluyla aşmaya çalışmaktan bitap düşüyoruz. Ayyy ne müthiş olurdu, o yüzden ışınlanma gerçekleşene kadar kimse bana gerçek teknolojiden bahsetmesin!=) - Dans etmeyi öğreneyim ( Ne eksiğim var Yok Böyle Dans'takilerden ) 
- Survivor 2012'ye katılayım. Ciddiyim! Senelerdir katılmak isterim ama hiç de harekete geçmemişimdir. Bu sefer artık bir aksiyon alsam fena mı olur? Nihat Doğan'dan sonra belki bende bir Özge Çelik efsanesi doğururum, kimbilir?=) 
- Şimdiye kadar ağzımı yakan sütler dolayısıyla pek de Aşk insanı olamamaktaydım, artık yeni yoğurtlar değil, makul sıcaklıkta sütler istiyorum=) 2012 bana aşk getirsin, ama bu sefer daralmıyım, öle hemen sıkılmıyım, o da beni boğmasın, beni bu deli halimle sevsin. Kıskanç olsun ama abartmasın. Yakışıklı olsun şöyle Çağatay Ulusoy, Mehmet Günsür, Kıvanç Tatlıtuğ tadında ( ama o zaman ben çok kıskanırım sanki, amaaan öle olsun da kıskanması kalsın canım)vs. vs. vs. Tamam anladık, bu dilek bu sene de yalan olur... Napalım artık kısmeet=)  
- Son olarak bu seneki enerjimi koruyayım hatta daha daha daha da enerjik olayım ki, bir sürü çılgınlığa yetsin... 
 Daha yapacak çooook şey var.. 


 Nice mutlu senelere=)  
 Ö.

ANADOLU KARTALLARI

"Yazılarını Gökyüzüne Yazanlar"

Aklımda aslında hiç bu filme gitmek yokken, sosyal medyanın da etkisiyle kendimi Kanyon'da buldum bugün. Twitter'da, giden herkesin filmi ne kadar çok beğendiğini gördüm, dedim bakalım gerçekten ne varmış bu kadar güzel bu filmde..


Türk Hava Kuvvetleri'nin kuruluşunun 100'üncü yılı şerefine çekilen 'Anadolu Kartalları' 1986'da çekilen ve başrolünde Tom Cruise'un oynadığı 'Top Gun' filminin yerli versiyonu olarak da görülebilir.

Benim için bir belgesel gibiydi bu film, yani en azından aklımda yer edişi bu şekilde olmuştu. Hiç gitmeyi düşünmüyordum, fragmanını bile izlemeden gittim filme ki bu çok nadir yaptığım birşeydir.

Film başladığı andan itibaren sarıp sarmaladı beni, hikaye tamamen içine çekti. Anadolu Kartalları, savaş uçağı pilotu olmaya hazırlanan beş genç teğmenin düşlerini, umutlarını, rekabetlerini ve azimlerini anlatıyor. Onur, Ayşe, Mustafa, Tunç ve Fatih. Uçuş eğitiminde yaşadıkları zorluklar, aileleri, aşkları, rekabetleri, dostlukları... Uçabilmek için yaptıkları fedarkarlıklar...
Filmde hem ağladım hem güldüm, hem de eğlendim. Ayrıca Hava Kuvvetleri de ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Bu filmi izleyen küçük bir çocuk olsam gerçekten de pilot olmak isterdim... Hatta şimdi de ileride çocuğumun pilot olmasını isterim sanırım=) Çünkü filmde de bahsedildiği gibi "Onlar yazılarını gökyüzüne yazanlar.." Öyle değişik bir tutku, bir aşk var ki gökyüzünde... Daha da ilginci bu filmde bu duyguyu izleyiciye inanılmaz güzel aktarıyorlar...


Film içerisinde, öykü o kadar güzel işlenmiş ki, kendinizi bir anda hikayenin içinde buluveriyorsunuz, film hiç bitmesin istiyorsunuz. Bir pilotun onu yere bağlayan şeylere aslında ne kadar da tutunduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. "Eğer yerde bir bekleyenim, ipimi tutan olmazsa savrulur giderim" diyen pilotların hislerine şahit oluyorsunuz. Duygusal yanları da ağır basan filmde gözyaşlarımı tutamadığım yerler oldu, inkar etmeyeceğim:) Hatta tam film arası öncesi ağlamaya başlamıştım ki bir anda film arası jingle.ı ile birlikte salonun ışıkları açıldı, bende tabi araba farı görmüş tavşan gibi kalakaldım. Hemen elimi yüzümü sildim, sanki salonda ağlayan tek benmişim de insanlar o halimi görürse komik olurmuş gibi:) Halbuki yalnız değildim:)

Filmin devamını da aynı duygular içinde izledim, heleki son sahnelerde ruhumu teslim etmek üzereydim:) Ama tüm kurgusu, senaryosu, çekimleri ve oyunculuklarla birlikte gerçekten son zamanların en iyi Türk yapımlarından biri olduğunu söyleyebilirim. Hele ki en can alıcı yerlerde giren müziklerle birlikte daha da etkili hale geliyor film. Ozan Doğulu'ya tebrikler.. 

Bu güzel filmi izledikten sonra künyesine de bakmak gerek. Filmin yönetmeni, Türk sinemasının en çok ses getiren filmlerinden Eşkıya, Gönül Yarası, Kabadayı gibi filmlerin yapımcılığını, Herşey Çok Güzel Olacak, İnşaat ve Kabadayı filmlerinin yönetmenliğini üstlenen Ömer Vargı. Senaryosu ise "Nefes: Vatan Sağolsun" filminin senaryosunda da imzası bulunan Hakan Evrensel'e ait. Anadolu Kartalları filminin müzikleri, Ozan Doğulu tarafından bestelenmiş. Filmin görüntü yönetmenliğini Eşkıya, Kahpe Bizans, Vizontele Tuuba, Organize İşler, Av Mevsimi gibi önemli filmlerin bol ödüllü ismi ve aynı zamanda sivil havacı olan Uğur İçbak üstlenmiş.
Aşağıda filmin fragmanını izleyebilirsiniz, zaten fragmandan da gerçekten mutlaka izlenmesi gereken bir film olduğunu anlamak çok da zor olmayacaktır.



Ama filmde beni en çok etkileyen Kenan Doğulu'nun Güle Güle şarkısıydı sanırım, filmle birebir örtüşen, sözleriyle insanın tüylerini diken diken eden bir şarkı. Kenan yine yapmış yapacağını anlayacağınız...
Buyrun bakalım siz beğenecek misiniz?

GÜLE GÜLE
Yalnızken neler yaşar iki insan
Ten tene göz göze dokunur ya can
Bilemezsin nasılda akıp geçer zaman
Hele sayılıysa vakit kısıtlıysa
Özlemek daha gitmeden eksik hissetmek
Öpmeye doyamadan veda etmek
Kıyamazsın nasılda akıp biter zaman
Hiç bitmesin, hiç bitmesin www.sendeyim.com
Bilsem bile ölüme yürür korkusuz gelir benle
Görsem bile nasıl sevdiğini
Sevdim işte onu delice cesaretin yok
Benim vazgeçmeye benim kaybetmeye
Güle güle git canım sağ salim dön
Unutma ki bir sevenin özleyenin var
Güle güle git canım çok çabuk dön
Unutma ki bir sevenin özleyenin var
Sessizken neler duyar derin insan
Kanatlar suya yakın işte o an
Direnemezsin önden koşar gider zaman
Hiç kopmasın hiç kopmasın
Aşk böyledir sonuna kadar yanar yürür senle
Basar gider bazen hiç istemesen de
Şu ayrılık olmasaydı ölüm Allah’ın emri
Titrer hasretle yürek sahipsiz
Güle güle git canım sağ salim dön
Unutma ki bir sevenin özleyenin var
Güle güle git canım çok çabuk dön
Unutma ki bir sevenin özleyenin var
Güle güle git canım sağ salim dön
Unutma ki bir sevenin özleyenin var
Güle güle git canım çok çabuk dön
Unutma ki bir sevenin özleyenin var
Unutma ki bir sevenin bekleyenin var
Unutma ki bir sevenin bekleyenin var
Bekleyenin var…



Şimdiden iyi seyirler,

Ö.