Hipnotics'te Wakeboard


Geçen haftasonunu uzuuun süredir heyecanla gitmeyi beklediğim Hipnotics'te geçirdim. Bir de 23 Nisan'ın pazartesiye denk gelmesiyle tatil 3 güne çıkmıştı ki, yeme de yanında yat=) 
Her tatile çıkışımda olduğu gibi gelenek bozulmayarak, havaalanına yine geç kaldım. Bu sefer ki sebepte gecenin 3.30una kadar çanta hazırlayıp o saatte yatmam sebebiyle uyuyakalmam. Neyse ki bir Atatürk Havalimanı klasiği olarak rötar yedik de uçağa yetiştik. Tabi burada bizi havaalanına yetiştiren  “Özel insan”a teşekkür etmeden geçemicem, canımmsın=)

 Uçağımız 50 dakika rötarla 07:25'te kalktı, tabi hepimiz uçuşta o yorgunlukla ağzımız açık uyuduk. Antalya'ya inip valizlerimizi aldığımızda saatlerimiz 09.00'u gösteriyordu. 4sq 300 milden uzun mesafe kat ettiğimiz için hepimize fazladan puan veriyor, valizler karışmadan, kaybolmadan elimize ulaşıyordu( ufaktan bir valiz karışıklığı krizi de atlatılmadan geçilmedi tabi=p ) 

Sonra Onur Air'in shuttle'ına binerek Hipnotics'e doğru yola çıktık

Normalde isterseniz Hipnotics'ten shuttle imkanı da var, sizi karşılayarak doğruca Hipnotics'e götürüyorlar, biz bu sefer değişiklik olsun diye hem de hazır shuttle varken böyle gidelim dedik. Yaklaşık 40 dakikalık yol gittikten sonra Taşağıl kavşağında indik ve ordan bizi karşıladılar, hemen Hipnotics'e götürüldük. 
Günlerdir AccuWeather'la sevgili gibiydik. Her an kontrol ediyorduk havayı ama Antalya maalesef ilk gün için havasıyla çok da davetkar değildi bizim için.  Ama bu bizim için engel miydi? Tabii ki hayır.Hemen check-in yapmak için ofise gittik tabi bizi Bilal karşıladı

Bilal Hipnotics’te misafirlerle ilişkilerden, tüm odaların, rezervasyonların ayarlanmasından sorumlu. Bir şeye mi ihtiyacınız var Bilal'e söyleyin yeter, bi bakmışsınız hallolmuş=) Neyse odalarımızı da ayarlayıp yerleştikten sonra hemen yerleşip şortumuzu wet suitlerimizi kapıp soluğu gölde aldık.Bu arada odalarda gayet minik ama sevimli, Teslime abla da sağolsun tertemiz.


Oldu da yer mi bulamadınız, çareler tükenmiyor ve çadırda kalma imkanından yararlanıyorsunuz=)



 Gelelim Hipnotics'in nasıl bir yer olduğuna ve wakeboard.un nasıl bir spor olduğuna.  


Hipnotics Antalya Havalimanı’na 38 kilometre uzaklıkta Türkiye’nin ilk Cable-Ski Parkı. Bu park 200 dönümlük arazi üzerinde, 90 dönümlük 3 ayrı göletten oluşuyor. Göletlerin kenarında güneşlenebileceğiniz, dinlenebileceğiniz alanlar var, isterseniz özel hasırlı yerlere yerleşin isterseniz minderlerin üstüne=)



Voleybol oynamak isterseniz, beach volley alanı var. Gerçi ben bile voleybol oynayabilecek vakit bulamadım=)

 Bir de dillere destan bir trambolin var, genelde sporcular onu kaymaya başlamadan önce ısınmak ve esnemek için kullansa da biz şebeklik için kullanıyoruz orası kesin, halimize baksanıza=)



Bu tesisi dünyanın dört bir yanından ziyaret eden profesyonel kayakçılar bu mekanın dünyada eşi olmadığını ve Hip-Noticsin çok yakında dünya birinciliğini alacağını söylüyorlarmış. Hipnotics'te Mono Ski, Wake-board, Knee-Board, Disk-Ski, Jump-Ski gibi birçok değişik kayak türünü deneme şansınız var. Ama yeni başlayanlar için kneeboard şart! Kneeboardlarda dizlerin üzerinde kaydığınız için ağırlık merkezi aşağıda oluyor ve düşme riski neredeyse sıfıra iniyor. Böyle birkaç tur attıktan sonra, zaten kendinize olan özgüveniniz yerinize geliyor ve easy-up.lara geçiyorsunuz, bunlarda yine wakeboard gibi ama terliklisi=) 


Öncelikli sıkıntı kalkışı öğrenmek, bu sırada bolca sabır ve kas gücüne ihtiyacınız var. Çünkü 10larca kez düşmek kaçınılmaz, gerçi belki siz de benim gibi ilk kalkış denemenizde başarılı olabilirsiniz( hoş onda da boarda yön vermeyi bilmediğiniz için virajda düşeceğiniz garanti:p) Kısacası ilk gidişinizde bol bol sudasınız ama board üstünde değil suyun içinde. Gelin görün ki herşeyi yapmaya başladıkça kendinize yeni hedefler koyuyor olmanız bu sporun belki de en güzel yanı. Öncelikli amacım düşmeden çıkış yapabilmekti, sonra virajları almayı başarmak, sonra bir turu tamamlayabilmek, sonra wakeboard.a geçmek ki bu noktada board kiralamanız gerekiyor hemen sizi rental point.e alıyoruz=)


Ne diyorduk, hıh evet yeni yeni hedefler. Wakeboarda geçtikten sonra jump start yaparak turu atmaya başlamak, sırada da kickerdan( düz bir rampa) atladıktan sonra sağ salim suya inip tura devam etmek var.Her ne bu gidişimde kicker denemem kafamı ve belimi rampaya geçirmekle sonlanmış olsa da çalışmalarım devam edecek. Kicker'a girdiğinizde ise elleri bırakmamak en önemlisi, handle'ı sakin panikleyip atmayın. Tecrübeyle sabit, benden söylemesi=) İşte o kicker:

Kayarken ki haller...



Tabi bu sporun bir diğer sıkıntılı yanı, benim gibi masa başı işte çalışıp çok spor yapma imkanı olmayan insanlar için 2. günden sonra kas ağrıları yüzünden devam ettirilmesi çok zor bir spor olması. Ama gerekirse gece kendinizi bengay.a yatırıyorsunuz ama tine de vazgeçmeden devam ediyorsunuz=)

Neyse ki sağolsun Hipnotics ailesi mükemmel bir fikirle birkaç bisiklet edinmiş de en azından odadan göle uzanan o uzuuun yolu daha hızlı bir şekilde gelebiliyorsunuz=)
Ya da sıcacık jakuziye girerek tüm kaslarınızın gevşemesini sağlıyorsunuz=) 


Tabi bunun dışında saunayı kullanabilirsiniz, ya da herkesin öve öve bitiremediği bir Özkan masajı alırsınız=) Özkan'ı da rusça konuşmalarıyla tanımıştık, gelen Rus misafirlere ön bilgi veriyor onlara wakeboard sporunu anlatıyor, bunun yanında da masajın has adamı olduğu biliniyor ve enerjisi müthiş biri. Eğlence adamı..

Bu arada benim malzemem yok ama ben bu sporu çok sevdim, acaip de malzeme alasım var diyorsanız Pro Shop'ta herşeyi bulmanız mümkün=) 


Hipnotics'te sadece wakeboard değil birçok farklı aktivite de yapabiliyorsunuz. İsterseniz masa tenisi ya da langırt isterseniz de guitar hero ya da yakan top oynayın=) Tamamen kendi enerjinize kalmış. 

Bu enerjiyi nereden buluyor olduğumuzun cevabını ise Zehra Teyze'ye sormak lazım. Kendisi mutfakta harikalar yaratıyor, daha Hipnotics'te yiyip de beğenmediğim bir yemek olduğunu hatırlamıyorum, yemekler gerçekten öyle sıradan değil efsaneeee, kesinlikle Zehra Ana'nın yeri tabelası asılmalı oraya=) Tabi Zehra Teyze'yle birlikte Murat'ı, Anıl'ı ve Hüsamettin'i de unutmamak gerek.



Hele 5 çayında bir kekler oluyor ki, tadı hala damağımda..


Peki ben Hipnotics'i neden bu kadar çok seviyorum? Aslında burayla tanışma hikayem çok komik, bir gün Grupanya’da gördüm ve adrenalin, eğlence yüklü bir insan olduğum için hemen alıp denemeliyim diyerek 2010 yılının Ağustos ayında gittim. Beni buraya bağlayan en önemli şey aslında spordan öte çalışanların sımsıcak ailevi yaklaşımlarıydı. Hipnotics'e geldiğinizde sanki aile toplanması yaşıyor gibi hissedersiniz. Herkes öyle içten ve samimidir. İşte bu da beni derinden yakalayan şey oldu. Hatta o kadar çok sevmiş ve herkese anlatmışım ki şu an çevremde benim gibi sürekli oraya gidip wakeboard yapan bir sürü kişi oldu. Tabi bu yazıyı yazarak daha da fazla kişiye ulaşarak wakeboardu, daha doğrusu Hipnotics'te wakeboardu anlatabilirim. Sanki herkes gitmeli bu sporu öğrenmeli ve hep Hipnotics'te yapmalıymış gibi geliyor=)

Burada herkes o kadar iyi ki...
Mesela Mesut, kendisi benim wakeboard hocam olur, operatör olarak görev alıyor. Onun sayesinde öğrendim denebilir, inanılmaz sabrı ve sevecenliğiyle herkese bu sporu saatlerce anlatabilir.Ayrıca onu kayarken izlemelisiniz, o raleyler falan, ah be Mesut bak aklıma geldikçe yine kıskanıyorum, bir sonraki gelişte artık yavaştan öğrenmeye başlasam=) 




Ya da Süleyman abi, o da operatörlerden biri, o da mutlaka yapılan hatalara dikkat eder ve daha iyi olman için elinden geleni yapar.

Hasan Abi de teknisyenlerden. Hipnotics'te görebileceğiniz tüm engeller Hasan Abi'nin elinden çıkma, siz düşünün beceriyi=)

Duran 2.gölde(profesyonel gölü diyoruz biz ona) operatör, kendisiyle bol bol iddiaya girerek, sırf iddiaları kaybetmemek için kendinizi geliştirmeniz mümkün:)

Serra'dan bahsetmeden olmaz. Serra'da Hipnotics'te pazarlama ve reklamdan sorumlu. Dünya tatlısı, hiperaktif, müthiş enerjik ve güleryüzlü biri. Zaten fotoğrafından bile o enerjiyi verebilen birisi, daha fazla ne denir ki=)


Gelelim Barış Abi'ye. Kendisi işletmenin müdürü kısacası Hipnotics'in esas adamlarından biri. Çünkü her şey Barış Abi'nin kontrolünde gerçekleşiyor, en ufak bir sorunda, nereden geldiğini bile anlamadan problemi çözmek için Barış Abi mutlaka orada oluyor. Her türlü sıkıntıda size yardımcı olmak için elinden geleni yapıyor, ayrıca süper fotoğrafçı acaip güzel fotoğraflar çekiyoo=) Muhabbetine doyum olmayan insanlar vardır ya, hıh işte Barış Abi'de onlardan biri.



Veee son olarak esas adam Metin Levi. Belki de tüm bu mükemmel insanlarla ve bu sporla tanışmamızı sağlayan mükemmel insan. Bu gidişimizde onunla daha da çok vakit geçirip sohbet etme imkanımız oldu. Böyle alçak gönüllü ve sevecen biri daha görmedim ben gerçekten. Böyle bir yatırım yaparak Antalya'ya kablolu su kayağını getiren Metin Bey'in önünde saygıyla eğiliyorum ötesi yok. Müthiş bir insan zaten, sohbeti, neşesi o herkesin keyfini yerine getiren gülümsemesiyle gerçekten tanımanız gereken insanlardan. Teşekkürler Metin Bey Hipnotics'i kurduğunuz ve bu güzel insanlarla tanışma imkanını bana da verdiğiniz için=) Sun Plaza'da yemeği unutmadık, bir öğle arası kaçıp geliyoruz ona göre=)





Evet farkındayım çok uzun bir yazı oldu ama yazdıkça da yazasım geliyor, 23 Nisan'ı da boş geçirmediğimizi söylemem lazım. Serra Türk Bayrağı'yla göle çıktı, bir yandan 10.yıl marşı çalıyordu, bir yandan biz ıslıklarla alkışlarla eşlik ediyorduk. Bayram coşkusunu son raddede yaşıyorduk=) İnanılmazdı. Videosuna da aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.


Neyse daha fazla da uzatmıyım, ama eğer gerçekten bu spora azcık da olsa bir ilgi uyandıysa içinizde Hipnotics'e gidin ve tüm bunları bizzat deneyimleyin, emin olun çok eğlenecek ve müthiş anılarla döneceksiniz. 
İşte Hip-notics ailesi tam da şu şekilde kollarını açmış sizleri bekliyor, onları daha fazla bekletmeyin derim=)


Ö.