SEYAHAT | BELÇİKA- BRÜKSEL

Türkiye'ye döner dönmez iş yoğunluğum sarıp sarmaladı yine beni.. Seyahat serisini de tamamlayamamıştım, bulduğum ilk fırsatta hemen yazmalıyım:)

Şimdiki durağımız Belçika. Brüksel maalesef beklentilerimi karşılayamadı. Mükemmel bir meydanın ötesinde bir de Avrupa Parlamentosu dışında ben pek birşey bulamadım açıkçası. Hoş meydanın güzelliği bile yetiyor orası ayrı:) 

Brüksele adımımızı atar atmaz beni ilk karşılayan şey "Şirinler" oldu:)




Grand Place meydanı tam bir tarihi eser, binalara bakmaya doyamıyo insan!







Brüksel'de Hard Rock'ı görmem beni en sevindiren şeylerden biri oldu. Kolay değil Nachos ve Strawberry Lemonade'e kavuşmak vardı işin ucunda:)


Yemeğimizi de yedikten sonra gezme enerjimizi de toplayarak attık kendimizi yeniden meydana:)

Gezerken Eglise Saint Nicholas Kilisesi'ne denk geldik ve gezmeyi de ihmal etmedik:)

Belçika'da çikolatalardan daha çok ilgimi çeken bu bezeler oldu, yummyyy. Tatlı krizine girilebilir bu şehirde.



Gezmeye devam ettikçe yine çok güzel binalar karşıladı bizi Brüksel'de.

Brüksel diyince akla ilk gelenlerden biri olan Avrupa Parlamento binası da yine aynı tarihi yapıya sahip.


Brüksel'e gelip Casino'sunu denemeden gitmek olmazdı tabi:) Ama Las Vegas'tan sonra daha beğendiğim bir casino çıkmadı yurtdışında. Yine de denemiş olduk:)
Brüksel'in bir de İşeyen Çocuk figürü var, ama onu ziyaret etcek vaktim olmadı:) 
Brüksel'den shot ve magnet koleksiyonu için parçalarımı da aldıktan sonra gezimi tamamladım. Üzgünüm ama Brüksel severler varsa aranızda pek anlam veremem, iyi güzel hoş ama genele vurulduğunda benim puanım 10 üstünden 6yı geçmez:) Yine de ufacık da olsa bir vakit ayırabiliyorsanız ziyaret edin derim:)
Gezmek, seyahat etmek kadar güzeli yok:) 

Takipte kalın.
Ö,

Photos by: Zeki Batuhan Tuna

Seyahat | ALMANYA - BAD HARZBURG

Uzuuuun zamandır blog yazmamıştım, ülkede yaşananlar, uçağa bindiğim her zaman 45 dakikalık uçuşta bile gündemimizin değişebilmesi gibi canımızı sıkan birçok şey oldu hala da devam ediyor ama artık biraz hem iş hayatımın stresinden hem de Türkiye'min bu halinden biraz uzaklaşmanın vakti gelmişti:)

Hıııızlıca Almanya vizemizi almak için başvurduk, teyzoşum da davetiye göndermişti 2 günde çıktı vizemiz, aldık biletlerimizi cumartesi günü hoooop Düsseldorf'a uçtuk:)
Bu tatilin rotasında ilginç şehirler seçtik, oralarda gördüklerim, gezdiklerimi de paylaşma vakti şimdi:)
İlk durak BAD HARZBURG oldu...
Bad Harzburg, Almanya'da Lower Saxony eyaletinde yer alan bir şehirdir. Yaklaşık 22.000 kişilik bir nüfusu olan şehir tam bir huzur...Nüfusun yaş ortalaması çok yüksek, ama insanlar mutlu:)Biz tek ağacın savaşını verirken Avrupa'daki en küçük şehirlerde bile karşılaştığın yüzlerce parkın olması da can sıkıcı oluyor tabi..Avrupa'da en sevdiğim şey de binaları sanırım, her şehir ve ülkedeki o güzel binalara hastayım, net:)
Şehir merkezinde cücelerin çeşmesi var, Bad Harzburg'un gençlik çeşmesi olarak geçiyor ve o kadar sevimliler ki:) İnsana enerji veriyorlar..




Bahçeler, parklar her yerde, böylesine de güzel:)
Yine o güzel binalardan biri...Şu anda oyuncak dükkanı olarak kullanılıyor.
Bad Harzburg belediyesinin bahçesi şehrin en güzel noktalarından biri.
Şehirde teleferik sistemi bulunuyor.
Teleferikle eski bir kaleye çıkıyorsunuz, manzara müthiş...




Bad Harzburg gerçekten mutluluk ve huzur veren bir şehir...Avrupa'yı gezerken aslında büyük şehirlerin tadı başka ama küçük şehirlerdeki bu değişik noktalara da bayılmamak elde değil:)
Bir sonraki şehrimiz BRAUNSCHWEIG olacak. 
Takipte kalın:)

Ö.

Photos by: Zeki Batuhan Tuna